Vitamin E
Diğer İsimleri: Asetat D-Alpha Tokoferol, Asetat D-Alpha Tokoferil, Asetat D-Alpha-Tokoferil Succinat, Asetat D-Alpha-Tokoferil, Asetat Tokoferol, Asetat Tokoferil, Asetat Vitamin E, All Rac-Alpha-Tokoferol, All-Rac-Alpha-Tokoferil, Alpha-Tokoferol, Beta Tokoferol, BETA-Tokoferil, D-Alpha Tokoferol, D-Alpha Tokoferil, D-Alpha Tokoferil Asetat, D-Beta-Tokoferol, D-Delta-Tokoferol, Delta Tokoferol, D-Gamma Tokoferol, DL-Alpha-Tokoferol, DL-Alpha-Tokoferil, RRR-Alpha-Tokoferol, Succinat Asidi D-Alpha Tokoferil, Vitamin E Asetat, Vitamin E Succinat, Vitamin E, Vitamin E, Vitamin Liposoluble.
Vitamin E, yağda çözülen bir vitamindir. Bitkisel yağlar, tahıllar, et, kümes hayvanları, yumurta, meyveler, sebzeler ve buğday tohumu yağı gibi birçok gıda maddesinde bulunmaktadır. Ayrıca takviye formunda da mevcuttur. Vitamin E, nadir görülen Vitamin E eksikliğinin tedavisinde kullanılmaktadır. Belirli genetik bozuklukları olan kişilerde ve çok düşük doğum ağırlığına sahip erken doğan bebeklerde görülebilir. Bazı insanlar, damar sertliği, kalp krizi, göğüs ağrısı, inme, düzensiz kalp atışı, kalp yetmezliği, tıkanmış arterlerden kaynaklı bacak ağrısı ve yüksek tansiyon gibi kalp ve damar hastalıklarını tedavi ve önlemek için vitamin E kullanır.Bunun yanı sıra, diyabet ve komplikasyonlarının, karaciğer hastalığının, böbrek hastalığının, Peyronie hastalığının (erkeklerde ağrılı ereksiyon) ve büyümüş prostatın tedavisinde kullanılır. Vitamin E ayrıca, kanser’i önlemek için özellikle sigara içenlerde akciğer ve ağız kanseri, kolorektal kanser ve polipler, mide, cilt, mesane, meme, baş ve boyun, prostat ve pankreas kanserlerinin önlenmesinde kullanılmaktadır. Kemoterapinin yan etkilerini azaltmak için de kullanılır. Bazı insanlar, Alzheimer hastalığı ve diğer bunama türleri, Parkinson hastalığı, gece krampları, huzursuz bacak sendromu ve epilepsi gibi beyin ve sinir sistemi hastalıkları için vitamin E kullanır. Vitamin E ayrıca, Huntington hastalığı ve sinir ve kaslarla ilgili diğer bozukluklar için de kullanılmaktadır. Kadınlar, hamileliğin son döneminde yüksek tansiyondan kaynaklı komplikasyonları önlemek için (preeklampsi), erken doğumu önlemek, premenstrüel sendrom (PMS), benign meme hastalığı, zayıf kemikler (osteoporoz), ağrılı regl, menopoz sendromu, meme kanseri ile ilişkili sıcak dalgaları ve meme kistlerini azaltmak için vitamin E kullanır. Vitamin E bazen, diyaliz ve radyasyon gibi tıbbi tedavilerin zararlı etkilerini azaltmak için de kullanılır. Ayrıca, doxorubicin alan kişilerde saç dökülmesi ve amiodaron kullanan kişilerde akciğer hasarını düşürmek için de kullanılmaktadır. Vitamin E ayrıca fiziksel dayanıklılığı artırmak, enerjiyi yükseltmek, egzersiz sonrası kas hasarını azaltmak ve kas gücünü artırmak için kullanılmaktadır. Vitamin E katarakt, yaşa bağlı görme kaybı, astım, solunum yolu enfeksiyonları, cilt bozuklukları, yaşlanma etkileri, güneş yanıkları, kistik fibrozis, kısırlık, iktidarsızlık, kronik yorgunluk sendromu (CFS), Lou Gehrig hastalığı (ALS), bacak krampları, peptik ülserler, H pylori, gözün orta tabakasında şişlik, ağız yaraları, hareket ve koordinasyon bozukluğu, çocuklarda böbrek problemleri, hareket bozukluğu (ataxia) gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır. Vitamin E son olarak ölüm oranını azaltmak için de kullanılmaktadır. Bazı insanlar cildini yaşlanma, güneş yanığı, iz, çatlaklar ve kanser tedavisi sırasında kimyasalların cilde olan etkilerinden korumak amacıyla vitamin E’yi cildine uygulamaktadır. Amerikan Kalp Derneği, vitamin E dahil, antioksidanların, dengeli bir diyetle meyve, sebze ve tam tahıl tüketerek alınmasını önermektedir. Takviye almak içinse henüz daha fazla bilgiye ihtiyaç vardır.
Yukarıda belirtilen kullanımlar halk arasındaki yaygın kullanımları yansıtmaktadır. Bu kullanımların bilimsel desteği olmayabilir veya bazı durumlarda tehlikeli olabilir. Bilimsel kanıt düzeyleri için lütfen aşağıdaki "Kullanım Alanları" bölümüne bakınız.
Kullanım Alanları
Etkili...
- Vitamin E eksikliği. Ağız yoluyla alınan vitamin E, vitamin E eksikliğinin önlenmesi ve tedavisinde etkilidir.
- Vitamin E eksikliğine bağlı hareket bozukluğu (ataxia). Genetik bir hareket bozukluğu olan ataksi, ağır vitamin E eksikliğine yol açar. Vitamin E takviyeleri, ataksinin tedavisinin bir parçası olarak kullanılır.
Olası Olarak Etkili...
- Alzheimer hastalığı. Erken araştırmalar, vitamin E alımının Alzheimer hastalığı geliştirme şansını azalttığını göstermektedir. Ancak tüm araştırmalar bu fikri desteklememektedir. Zaten Alzheimer hastası olan kişilerde, vitamin E takviyelerinin bazı anti-Alzheimer ilaçlarıyla birlikte hafıza kaybının kötüleşmesini yavaşlatabileceği düşünülmektedir.
- Anemi. Bazı araştırmalar, vitamin E alımının eritropoietin ilacının etkisini artırdığını göstermektedir, bu da kırmızı kan hücresi üretiminde etki eder.
- Beta-talasemi. Ağız yoluyla alınan vitamin E, beta-talasemi ve vitamin E eksikliği olan çocuklarda fayda sağlar.
- Kemoterapi ilacının çevre dokulara sızması. Vitamin E'nin, dimetilsülfoksit (DMSO) ile birlikte cilde uygulanması, kemoterapi ilaçlarının çevresel dokulara sızmasının tedavisinde etkili görünmektedir.
- Kemoterapiden kaynaklanan sinir hasarı. Cisplatin kemoterapisi öncesi ve sonrası vitamin E (alfa-tokoferol) alımının, sinir hasarı riskini azaltabileceği düşünülmektedir.
- Ağrılı adet dönemi (dismenore). Regl dönemi başlamadan önce 2 gün boyunca ve adet döneminin ilk 3 gününde vitamin E alımı, ağrı şiddetini ve süresini azaltmaya yardımcı gibi görünmektedir.
- Hareket ve koordinasyon bozukluğu (dyspraxia). Vitamin E'nin, akşam primrose yağı, kekik yağı ve balık yağlarıyla birlikte ağız yoluyla alınması, dyspraxia hastası çocuklardaki hareket bozukluklarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
- Çocuklarda böbrek sorunları (glomerüloskleroz). Ağız yoluyla alınan vitamin E, glomerüloskleroz hastalığı olan çocuklarda böbrek fonksiyonunu iyileştirebilir.
- G6PD eksikliği. Ağız yoluyla alınan vitamin E'nin, yalnızca veya selenyum ile birlikte, G6PD eksikliği olan bireylere fayda sağlaması mümkündür.
- Granüloma annulare adındaki cilt yarasının iyileşmesi. Vitamin E'nin cilde uygulanması, granüloma annulare adı verilen cilt yaralarının iyileşmesine yardımcı olabilir.
- Huntington hastalığı. Doğal vitamin E (RRR-alfa-tokoferol), erken Huntington hastalığı olan bireylerde semptomları iyileştirir. Ancak, daha ileri evrede olan bireylere yardımcı olmuyor gibi görünmektedir.
- Erkek kısırlığı. Ağız yoluyla alınan vitamin E, kısırlık sorunları olan erkeklerde gebelik oranlarını artırmaktadır. Yüksek doz vitamin E'nin C vitamini ile birlikte alınması aynı faydaları sunmamaktadır.
- Kafatası içerisindeki kanama. Ağız yoluyla alınan vitamin E, erken doğan bebeklerde kafatasında meydana gelen kanamanın tedavisinde etkili gibi görünmektedir.
- Beyin ventriküleri içindeki kanama. Ağız yoluyla alınan vitamin E, erken doğan bebeklerde beyin ventriküllerindeki kanamanın tedavisinde etkili gibi görünmektedir.
- Karaciğer hastalığı (alkol dışı yağlı karaciğer iltihabı, NASH). Ağız yoluyla günde 800 IU vitamin E alımı, bu karaciğer hastalığına sahip yetişkinler ve çocuklarda iltihaplanmayı ve karaciğer belirteçlerini iyileştirir.
- Nitrik oksit toleransı. Ağız yoluyla günlük vitamin E alımının nitrik oksit toleransını önlemeye yardımcı olabileceğine dair bazı kanıtlar vardır.
- Parkinson hastalığı. Erken kanıtlar, diyetle vitamin E alımının Parkinson hastalığı riskini azaltabileceğini düşündürmektedir. Ancak, sentetik vitamin E (all-rac-alpha-tokoferol) alımının, Parkinson hastası olan bireyler üzerinde herhangi bir faydası bulunmamaktadır.
- Lazer göz ameliyatı (fotoreaktif keratektomi). Yüksek dozda vitamin A ile birlikte günlük vitamin E (alfa-tokoferil nikotinat) alımının, göz ameliyatı geçiren bireylerde iyileşmeyi ve görmeyi iyileştirdiği görülmektedir.
- Premenstrüel sendrom (PMS). Ağız yoluyla alınan vitamin E, bazı kadınlarda PMS semptomlarını azaltabilir.
- Fiziksel performans. Araştırmalar, diyetle alınan vitamin E alımının, yaşlı bireylerde fiziksel performansı ve kas gücünü artırdığını göstermektedir.
- Radyasyon kaynaklı fibroz. Ağız yoluyla vitamin E ve pentoksifilin ile alımının radyasyon kaynaklı fibrozis tedavisinde etkili olduğu görülmektedir. Ancak, vitamin E'nin tek başına alınması etkili görünmemektedir.
- Retinopati prematürit hastalığı. Ağız yoluyla alınan vitamin E, yenidoğanlarda retinopati prematürit hastalığının tedavisinde etkili gibi görünmektedir.
- Romatoid artrit (RA). Vitamin E'nin standart tedavi ile birlikte kullanımı, yalnızca standart tedaviye göre RA hastalarında ağrıyı azaltmak için daha etkilidir. Ancak bu kombinasyon şişlikleri azaltmaz.
- Güneş yanığı. Ağız yoluyla yüksek dozda vitamin E (RRR-alfa-tokoferol) ile birlikte alınan C vitamini, UV radyasyonuna maruz kalındıktan sonra cilt iltiharı karşısında koruma sağlamaktadır. Ancak, vitamin E tek başına aynı korumayı sağlamaz. Vitamin E'nin, C vitamini ve melatonin ile birlikte cilde uygulanması, UV maruziyeti öncesinde kullanıldığında bazı koruma sağlamaktadır.
- Hareket bozukluğu (tardif diskinezi). Ağız yoluyla alınan vitamin E, tardif diskinezi hareket bozukluğuyla ilişkili semptomları iyileştirebilir. Ancak bazı araştırmalar, bu durumun semptomlarını iyileştirmediğini ancak kötüleşmesini de önleyebileceğini göstermektedir.
- Gözdaki orta tabakada şişlik (üveit). Vitamin E'nin, vitamin C ile birlikte alınması, görülebilir, ancak şişliği azaltmaz; üveit hastalarında görmeyi artırabilir.
Olası Olarak Etkisiz...
- Yaşa bağlı görme kaybı (yaşla ilgili maküler dejenerasyon). Çoğu araştırma, vitamin E alımının, yalnızca veya diğer antioksidanlarla birlikte, yaşa bağlı görme kaybını önlemede veya tedavi etmede etkili olmadığını göstermektedir.
- Lou Gehrig hastalığı (ALS). Araştırmalar, alfa-tokoferol vitamin E’nin geleneksel tedavi yanında kullanıldığında işlevselliği veya yaşam sürelerini artırmadığını göstermektedir.
- Göğüs ağrısı (anjin). Ağız yoluyla alınan vitamin E, kan damarlarının işlevselliği üzerinde bazı etkiler yapabilir, ancak göğüs ağrısını azaltmıyor gibi görünmektedir.
- Atardamar sertliği (ateroskleroz). Ağız yoluyla alınan vitamin E, aterosklerozun ilerlemesini önlemiyor gibi görünmektedir. Ancak bazı erken kanıtlar, vitamin E ile vitamin C'nin alınmasının, erkeklerde aterosklerozun ilerlemesini engellemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.
- Katarakt. Çoğu kanıt, vitamin E alımının kataraktları önlemediğini göstermektedir.
- Kızarık ve kaşıntılı cilt (egzama). Araştırmalar, vitamin E'nın yalnızca veya selenyumla birlikte alınmasının egzama belirtilerini iyileştirmediğini göstermektedir.
- Meme kanserine bağlı sıcak basmaları. Ağız yoluyla alınan vitamin E, meme kanseri geçmişi olan kadınlarda sıcak basmalarını azaltmıyor gibi görünmektedir.
- Yenidoğanlarda akciğer durumu (bronkopulmoner displazi). Araştırmalar, vitamin E alımının, bronkopulmoner displazi adı verilen akciğer rahatsızlığı olan yenidoğanlar üzerinde yararlı olmadığını göstermektedir.
- Kanser. Vitamin E, vitamin C, beta karoten, selenyum ve çinkonun birlikte alımının genel kanser riskini azaltmadığı düşünülmektedir. Ancak erkeklerde kanser riskini azaltabilir gibi görünmektedir, ancak kanıt tutarsızdır.
- Kolorektal kanser. Çoğu kanıt, vitamin E alımının kolorektal kanserin veya kanser öncesi tümörlerin ortaya çıkmasını engellediği düşünülmemektedir.
- Kalp yetmezliği. Ağız yoluyla alınan vitamin E’nin, kalp yetmezliği olan bireylerde kalp fonksiyonunu iyileştirmediği ve kalp yetmezliği geliştirme riskini azaltmadığı görülmektedir.
- Duchenne kas distrofisi adı verilen kas hastalığı. Araştırmalar, vitamin E'nin penisilamin ile birlikte alındığında, Duchenne kas distrofisinin ilerlemesini yavaşlatmadığını göstermektedir.
- Baş ve boyun kanseri. Ağız yoluyla günde all-rac-alpha-tokoferol (RRR-alfa-tokoferol) alımının, ışın tedavisi sırasında veya tedavi sonrasında baş ve boyun kanseri yeniden oluşumunu azalttığı görünmemektedir; bunun yerine vitamin E, tümör nüksü riskini artırabilir. Baş ve boyun kanseri olan bireyler, günde 400 IU'dan fazla vitamin E takviyesinden kaçınmalıdır.
- Kırmızı kan hücrelerinin anormal parçalanması (hemolitik anemi). Prematüre bebeklere vitamin E verilmesinin kırmızı kan hücrelerinin anormal parçalanmasına fayda sağlamadığı görülmektedir.
- Yüksek tansiyon. Ağız yoluyla alınan vitamin E’nin, daha önce kan basıncı ilaçları alan insanlar arasında kan basıncını azalttığı görülmemektedir.
- Karaciğer hastalığı. Ağız yoluyla alınan vitamin E’nin, karaciğer hastalığı olan bireylerde ölüm riskini azaltmadığı görülmektedir.
- Miyotonik distrofisi adlı genetik bir kas hastalığı. Vitamin E ile selenyumun birlikte alınması, miyotonik distrofisinin ilerlemesini yavaşlatmadığı görülmektedir.
- Ağız yaraları (oral mukozal lezyonlar). Çoğu araştırma, vitamin E'nin (all-rac-alpha-tokoferol) 7 yıl boyunca alınmasının, sigara içen erkeklerde ağız yaraları riskini azaltmadığını göstermektedir.
- Osteoartrit. Ağız yoluyla alınan vitamin E’nin, osteoartriti olan kişilerde ağrıyı veya sertliği azalttığı görülmemektedir. Vitamin E'nin, durumun daha kötüleşmesini de önleyeceği gösterilmemektedir.
- Pankreas kanseri. Ağız yoluyla alınan vitamin E'nin, yalnızca veya beta-karoten ve C vitamini gibi diğer antioksidanlarla birlikte alınmasının, pankreas kanseri gelişim riskini azalttığı düşünülmemektedir.
- Farenks kanseri. Araştırmalar, vitamin E (RRR-alfa-tokoferol) alan diyabet hastalarının ağız veya farenks kanseri riskinin azalmadığını göstermektedir.
- Gebelikte yüksek tansiyon (preeklampsi). Çoğu kanıt, vitamin E ve C’nin birlikte alımının yüksek tansiyon riskini azalttığını göstermemektedir. Ancak bazı araştırmalar, vitamin E ve C vitamininin, yüksek risk taşıyan kadınlarda hamileliğin 16- 22. haftalarında başlanması durumunda yüksek tansiyon riskini azaltacağını göstermektedir.
- Prostat kanseri. Vitamin E'nin prostat kanseri üzerindeki etkilerine dair araştırmalar tutarsızdır; genel olarak, vitamin E takviyelerinin prostat kanseri geliştirme riskini azalttığı düşünülmemektedir ve aslında riski artırabileceği düşünülmektedir.
- Solunum yolu enfeksiyonları. Ağız yoluyla alınan vitamin E, sadece ya da çok vitamin içeren bir takviye, solunum yolu enfeksiyonu riskini azaltmıyor veya enfeksiyon geliştikten sonra semptomların şiddetini azaltmıyor gibi görünmektedir.
- Retinitis pigmentosa adı verilen bir göz hastalığı. Ağız yoluyla alınan vitamin E (all-rac-alpha-tokoferol), görme kaybını yavaşlatmadığı ve durumun görme kaybını artırabileceği düşünülmektedir.
- İz. Bazı araştırmalar, vitamin E'nin cilde uygulanmasının ameliyat sonrası izleri azaltmadığını göstermektedir.
Muhtemelen Etkisiz...
- Benign meme hastalığı. Vitamin E takviyelerinin, benign meme hastalığını tedavi etmede etkili görünmediği düşünülmektedir.
- Meme kanseri. Yüksek kan seviyelerine sahip olmak meme kanseri riskinin azalması ile ilişkili olsa da, diyet veya takviye yolu ile vitamin E alımının meme kanseri riskini azalttığı görülmemektedir.
- Kalp hastalığı. Çoğu araştırma, vitamin E alımının kalp hastalığını önlemediğini göstermektedir. Ancak bazı kanıtlar, diyetle vitamin E alımının yararlı olabileceğini düşündürmektedir.
- Erken bebek ölümü. Prematüre bebeklere vitamin E verilmesi, bebek ölüm riskini azaltmadığı görülmektedir.
- Akciğer kanseri. Ağız yoluyla alınan sentetik vitamin E (all-rac-alpha-tokoferol), en fazla 8 yıl boyunca sigara içen erkeklerde akciğer kanseri gelişim riskini azaltmadığı görülmektedir. Ayrıca, vitamin E (alfa-tokoferol), 10 yıl boyunca akciğer kanseri gelişimine neden olmamaktadır.
- Herhangi bir nedene bağlı ölüm. Araştırmalar, vitamin E'nin en az 1 yıl boyunca alınmasının, her nedenden kaynaklı ölüm riskini azaltmadığını göstermektedir.
Etkinliğini Değerlendirmek İçin Yetersiz Kanıt Düzeyi...
- Alerjiler. Hamilelik sırasında vitamin E takviyelerinin kullanımı, bebeklerin ileride egzama, gıda alerjisi, hırıltı veya herhangi bir alerjik hastalığa yakalanma olasılığını azaltmamaktadır.
- Astım. Vitamin E'nin astım üzerindeki rolü belirsizdir. Bazı araştırmalar, vitamin E'nin astım riskini önleyebileceğini ve çocuklarda nefes almayı iyileştirebileceğini öne sürse de, diğerleri bu etkiyi göstermemektedir.
- Düzensiz kalp atışı. Bazı araştırmalar, omega-3 yağ asitleri, C vitamini ve vitamin E alımının cerrahiden sonraki düzensiz kalp atışı riskini azaltabileceğini düşündürmektedir. Ancak vitamin E'nin etkisi belirsizdir.
- Mesane kanseri. Vitamin E'nin mesane kanseri üzerindeki etkisi belirsizdir. Ağız yoluyla 200 IU vitamin E’nin 10 yıl boyunca alımı, mesane kanserinden ölüm riskini azaltıyor gibi görünmektedir. Ancak diğer araştırmalar, vitamin E'nin erkeklerde mesane kanseri oluşumunu etkilediğini düşündürmemektedir.
- Kemoterapi ile ilişkili enfeksiyonlar. Araştırmalar, yüksek seviyelerde vitamin E alımının, kemoterapi gören çocuklarda enfeksiyon riskini azaltabileceğini göstermektedir.
- Böbrek hasarını önlemek için damar içine enjekte edilen boyalardan. Bazı araştırmalar, damar yoluyla vitamin E verilmesinin, damar yoluyla enjekte edilen boyaların neden olduğu böbrek hasarını azaltmadığını göstermektedir. Ancak diğer araştırmalar, ağız yoluyla alınan vitamin E'nin aynı boyalardan kaynaklı böbrek hasarını azaltabileceğini göstermektedir.
- Demans. Bazı araştırmalar, vitamin E ve C alımının bazı demans türlerinin gelişimini azaltabileceği yönündedir. Ancak, vitamin E takviyelerinin demansı önlemediği düşünülmektedir.
- Diyabet. Vitamin E’nin, diyabetli bireyler için faydalı olabileceği düşünülmektedir. Vitamin E alımının çoğu diyabet hastasında kan şekeri kontrolünü iyileştirmemesi mümkündür. Ancak, düşük vitamin E seviyelerine sahip diyabetli bireylerde, vitamin E'nin kan şekeri kontrolünü iyileştirebileceği düşünülmektedir.
- Diyabetik sinir ağrısı. Erken araştırmalar, vitamin E'nin diyabetik sinir ağrısını hafifletebileceğini öne sürmektedir.
- Mide kanseri. Vitamin E'nin beta-karoten ve/veya vitamin C ile birlikte alındığında mide kanserini önlemediği görülmektedir. Ancak, yüksek miktarda vitamin E alımının, kanserin gelişim riskini azaltabileceği düşünülmektedir.
- H pylori nedenli mide enfeksiyonu. Erken araştırmalar, standart terapiye ek olarak C ve vitamin E alımının, H pylori enfeksiyonu nedeniyle dispepsi tedavisi olan bireylerde iyileşme şansını artırdığını göstermektedir.
- Böbrek hastalığı (IgA nefropatisi). Erken araştırmalar, vitamin E alımının, IgA nefropatisi adı verilen bir böbrek hastalığı bulunan çocuklarda böbrek fonksiyonunu iyileştirebileceğini göstermektedir.
- Bacaklarda kan akışı yetersizliğinden kaynaklı yürüyüş zorluğu. Ağız yoluyla alınan sentetik vitamin E (all-rac-alpha-tokoferol) yalnız ya da beta-karoten ile birlikte alındığında bacaklardaki kan akımının iyileşmesine yardımcı olmamaktadır. Ancak, diğer araştırmalar, günlük vitamin E alımının, bacaklardaki kan akışı yetersizliğinin semptomlarını azaltabileceğini düşündürmektedir.
- Bir kan pıhtısı sonrası dokuda hasar. Vitamin E’nin C vitamini ve konvansiyonel ilaçlarla birlikte, by-pass ameliyatı öncesi 2 gün ve ameliyat sonrası 1 gün alınmasının komplikasyonları azaltabileceği görülmektedir. Ancak vitamin E tek başına alındığında faydalı gibi görünmemektedir.
- Tıkalı damardan kaynaklı inme (iskemik inme). All-rac-alpha-tokoferol (sentetik vitamin E) alımının, yüksek tansiyonu ve diyabeti olan erkek sigara içenlerde inme riskini azaltabileceğine dair bazı kanıtlar bulunmasına rağmen, diğer araştırmalar bu durumun aksine inme üzerindeki etkisinin belirsiz olduğunu göstermektedir.
- Saç biti. Erken araştırmalar, vitamin E spreyi kullanmanın (LiceKO), saç biti tedavisinde permethrin durulamasından (Lyclear krem durulama) daha etkili olduğunu göstermektedir.
- Karaciğer transplantasyonu. Vitamin E (tokoferil sukcinat polietilen glikol) alımının, karaciğer transplantasyonunun ardından gerekli immün baskılayıcı dozunu azaltabileceğini göstermektedir.
- Cilt kanseri. Vitamin E'nin (RR-alpha-tokoferol) günlük alımının cilt kanseri geliştirme riskini azaltmadığı görülmektedir.
- Gece krampları. Erken kanıtlar, vitamin E'nin gece kramplarını azaltabileceğini göstermektedir. Ancak diğer kanıtlar bunun tersini göstermektedir.
- Alkol dışı yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD). Bazı araştırmalar, vitamin E içeren özel bir takviyenin, karaciğer belirteçlerini iyileştirirken hastaların yaşam kalitesini artırmadığını göstermektedir.
- Kemoterapi sırasında meydana gelen ağız yaraları. Kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar ağrılı ağız yaralarına yol açabilir. Erken araştırmalar, vitamin E’nin ağzın iç kısmına uygulanmasının bu yaraları iyileştirdiğini ve çocuklarda ağrı azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermektedir.
- Zayıf kemikler (osteoporoz). Erken araştırmalar, yaşlı bireylerde vitamin E alımının kalça ve diğer kırık riskini azaltabileceğini öne sürmektedir.
- Peyronie hastalığı (erkeklerde ağrılı ereksiyon). Erken araştırmalar, vitamin E eklemenin, tedaviye ek olarak, ağrıyı iyileştirmediğini göstermekte fakat Peyronie hastalığı olan bireylerde plakayı azaltabileceğini düşündürmektedir.
- Erken doğum. Erken araştırmalar, C vitamini ve vitamin E alımının, erken doğum riski olan hamile kadınlarda doğum zamanını 5 gün artırdığını göstermektedir.
- Huzursuz bacak sendromu. Erken araştırmalar, vitamin E ve C'nin ayrı ayrı veya birlikte alınmasının, hemodiyalizde olan bireylerde huzursuz bacak sendromunun şiddetini azalttığını düşündürmektedir.
- Orak hücre anemisi. Erken araştırmalar, vitamin E'nin yaşlı sarımsak özleri ve C vitamini ile birlikte alımının, orak hücre anemisi için faydalı olabileceğini düşündürmektedir.
- Çatlaklar. Bazı araştırmalar, vitamin E, rosehip yağı, hidroksiprodisilan C ve Centella asiatica triterpenleri içeren bir nemlendiricinin, yeni çatlakların oluşumunu önlemediğini ancak şiddetlerini azaltabileceğini göstermektedir.
- Alerjiler.
- Kronik yorgunluk sendromu (CFS).
- Soğuk algınlığı.
- Epilepsi.
- Cilt bozuklukları.
- Diğer durumlar.
Bu bölümdeki bilgiler European Medicines Agency, National Center for Complementary and Integrative Health gibi resmi kaynaklar ve güncel akademik literatürden derlenmiş olup, doktor editörlüğünde düzenlenmiştir. Tıbbi bilgiler sürekli güncellenmekte ve değişmektedir. Bu nedenle burada verilen bilgiler kesin doğrulukta olmayabilir.
Yan Etkiler
Vitamin E, ağız yoluyla alındığında veya cilde uygulandığında çoğu sağlıklı birey için MUHTEMELEN GÜVENLİDİR. Tavsiye edilen günlük dozda (22.4 IU) alındığında çoğu insan herhangi bir yan etki hissetmez. Ancak, yüksek dozlar alındığında vitamin E muhtemelen GÜVENLİ DEĞİLDİR. Kalp hastalığı veya diyabet gibi bir hastalığınız varsa, günde 400 IU veya daha yüksek dozlarda almaktan kaçınmalısınız. Yüksek dozların, ölüm riskini artırabileceği ve başka ciddi yan etkilere yol açabileceği yönünde bazı araştırmalar bulunmaktadır. Doz arttıkça, ciddi yan etki riski de artmaktadır. Ayrıca, yüksek dozda vitamin E almanın, hemorajik inme adı verilen ciddi bir inme riskini artırıp artırmadığı düşünülmektedir; bu tür bir inme, beyin içindeki kanamadır. 300-800 IU günlük vitamin E alımının, bu tür bir inme riskini %22 artırabilir. Ancak aksine vitamin E, daha az ciddi bir inme olan iskemik inme riskini azaltabilir. Vitamin E'nin, prostat kanseri gelişim riski üzerindeki etkisiyle ilgili çelişkili bilgiler bulunmaktadır. Yüksek dozda bir multivitaminin ve ayrı bir vitamin E takviyesinin, bazı erkeklerde prostat kanseri gelişim riskini artırabileceği düşünülmektedir. Yüksek doz vitamin E, bulantı, ishal, mide krampları, yorgunluk, zayıflık, baş ağrısı, bulanık görme, döküntü ve morarma gibi yan etkilere yol açabilir. Özel Önlemler ve Uyarılar: Hamilelik: Önerilen günlük miktarlarda kullanıldığında, vitamin E hamile kadınlar için MUHTEMELEN GÜVENLİDİR. Ancak, hamileliğin başlarında vitamin E takviyelerinin zararlı olabileceği konusundaki endişeler nedeniyle, önceden bir sağlık uzmanına danışmadan bu tür takviyeler kullanılmamalıdır. Emzirme: Vitamin E, emzirme döneminde önerilen günlük miktarlarda ağız yoluyla alınması DURUMUNA GÖRE GÜVENLİDİR. Bebekler ve çocuklar: Vitamin E, uygun şekilde alındığında ağız yoluyla güvenlidir. Çocuklar için güvenli kabul edilen maksimum vitamin E miktarı yaşa göre belirlenmiştir. 1-3 yaş arası çocuklar için günde 298 IU'dan az alınması güvenlidir. 4-8 yaş arası çocuklar için 447 IU, 9-13 yaş arası için 894 IU, 14-18 yaş arası için 1192 IU güvenli kabul edilmektedir. Prematüre bebeklerde yüksek dozda intravenöz (IV) vitamin E verilmesi muhtemel güvensizlik teşkil etmektedir. Anjiyoplasti: Anjiyoplasti öncesi ve sonrasında vitamin E veya diğer antioksidan vitaminlerin (beta-karoten, C vitamini) alınmasından kaçınılmalıdır. Bu vitaminlerin uygun iyileşme ile ilgili sorunlar yaratabileceği düşünülmektedir.
Dozaj Bilgileri
Aşağıdaki dozlar bilimsel araştırmalarda incelenmiştir: AĞIZ YOLUYLA: Vitamin E eksikliği için: Yetişkinlerde ortalama doz RRR-alfa-tokoferol (doğal vitamin E) günde 60-75 IU'dur. Vitamin E eksikliğine bağlı hareket bozukluğu (ataxia) için. Anemi için: Vitamin E 447-745 IU günlük, eritropoietin 93-74 U/kg/hafta ile birlikte kullanılmıştır. Tardif diskinezi adı verilen hareket bozukluğu için: RRR-alfa-tokoferol (doğal vitamin E) günde 1600 IU kullanılmıştır. Dyspraxia adı verilen hareket ve koordinasyon bozukluğu için: Vitamin E (dl-alpha-tokoferil asetat), balık yağı, akşam primrose yağı ve kekik yağı (Efalex, Efamol Ltd) ile birlikte günde bir kez alınmıştır. Erkek fertilitesini artırma amacıyla: Vitamin E, günde 298-894 IU alınmıştır. Alzheimer hastalığı için: günde 2000 IU'ya kadar kullanılmıştır. Alzheimer hastalığı olan bireylerde hafıza kaybını yavaşlatmak için, 5 mg donepezil (Aricept) ile günde 1000 IU vitamin E kombinasyonu kullanılmıştır. Alkole bağlı olmayan steatohepatit olarak adlandırılan karaciğer hastalığında: 800 IU günlük alınması, çocuklar için ise 400-1200 IU günlük olarak kullanılmıştır. Erken Huntington hastalığında: RRR-alfa-tokoferol (doğal vitamin E) 3000 IU olarak kullanılmıştır. Romatoid artrit ağrısında: Vitamin E, günde 600 IU iki kez kullanılmıştır. Cisplatin tarafından neden olunan sinir hasarını önlemek için: Vitamin E (alfa-tokoferol) her kemoterapi tedavisi sırasında 447 IU ve tedaviden 3 ay sonra kullanılmaktadır. Kalp hastalığı için kullanılan nitratların etkinliğini artırmak amacıyla: Vitamin E günde 298 IU üç kez alınmıştır. Fokal segmental glomerüloskleroz adı verilen böbrek hastalığı olan çocukların idrarındaki protein miktarının azaltılması için: Vitamin E 200 IU kullanılmaktadır. G6PD eksikliği için: günde 800 IU vitamin E kullanılmıştır. Premenstrüel sendrom (PMS) için: RRR-alfa-tokoferol (doğal vitamin E) günde 400 IU alınmıştır. Ağrılı regl dönemleri için: Vitamin E, regl dönemi başlamadan 2 gün önce veya 500 IU günde 200 IU olarak, regl dönemi boyunca kullanılmatadır. Keratektomi denilen göz ameliyatından sonra iyileşmek amacıyla: 343 IU vitamin E (alfa-tokoferil nikotinat) ve 25,000 ünite vitamin A kullanılması, günde 3 kez 30 gün, sonra 2 ay boyunca günde iki kez uygulanmıştır. Radyasyon kaynaklı fibroz tedavisinde: Vitamin E, günde 1000 IU pentoksifilin ile birlikte kullanılmaktadır. Beta-talasemi için: Günlük 750 IU vitamin E uygulanmaktadır. Gözdaki orta tabakada şişlik (üveit) için: Vitamin E (belirlenmemiş türleri) 149 IU, C vitamini ile birleşik, günde iki kez alınmaktadır.
Etkileşimler
Kanser ilaçları (Antitümör antibiyotikler) Orta: Vitamin E bir antioksidandır ve bazı kanser tedavisinde kullanılan antibiyotik ilaçların etkinliğinin azalacağına dair endişeler bulunmaktadır. Ancak etkileşimin oluşup oluşmadığını bilmek için erken aşamalarda olmamız gerekir. Kanser hastalarında kullanılan bazı antibiyotikler arasında doxorubicin (Adriamycin), daunorubicin (DaunoXome), epirubicin (Ellence) ve mitomycin (Mutamycin) bulunmaktadır. Siklosporin (Neoral, Sandimmune) Orta: Büyük miktarda vitamin E alımıyla birlikte, siklosporin (Neoral, Sandimmune) alımının vücutta daha fazla emilmesine ve dolayısıyla etkilerinin ve yan etkilerinin artmasına yol açabileceği düşünülmektedir. Karaciğerde değiştirilen ilaçlar (Sitozom P450 3A4 (CYP3A4) alt grubu) Orta: Bazı ilaçlar karaciğer yoluyla değişim ve metabolizma sürecine girmektedir. Vitamin E, bazı ilaçların karaciğerce daha hızlı metabolize görülmesini sağlayabilir. Vitamin E alımıyla birlikte bazı ilaçların etkinliği azalabilir, bu nedenle, vitamin E almadan önce bir sağlık uzmanına danışmanız önerilmektedir. Kanser ilaçları (Alkilleyici ajanlar) Orta: Vitamin E, bir antioksidandır ve bazı kanser ilaçlarının etkinliğinin azalması ile ilgili endişeler bulunmaktadır. Ancak etkileşimin oluşup oluşmadığı ve sonucu hakkında bir şey söylemek için erken aşamalardayız. Kan pıhtılaşmasını yavaşlatan ilaçlar (Antikoagülan / Antiplatelet ilaçlar) Orta: Vitamin E, kan pıhtılaşmasını yavaşlatabilir. Vitamin E, kan pıhtılaşmasını yavaşlatan ilaçlarla kombinasyonu, morarma ve kanama riskini artırabilir. Kan pıhtılaşmasını yavaşlatan bazı ilaçlar arasında aspirin, klopidogrel (Plavix), diklofenak (Voltaren, Cataflam gibi), ibuprofen (Advil, Motrin), naproksen (Anaprox, Naprosyn gibi), dalteparin (Fragmin), enoksaparin (Lovenox), heparin ve varfarin (Coumadin) bulunmaktadır. Kolesterolü düşüren ilaçlar (Statinler) Orta: Vitamin E, beta-karoten, vitamin C ve selenyumun bir arada alınması, bazı kolesterol düşürücü ilaçların etkinliğini azaltabilir. Ancak, vitamin E'nin tek başına bu tür ilaçların etkinliği üzerinde bir etki yaratıp yaratmadığı belirsizdir. Kolesterol düşürücü ilaçlardan bazıları atorvastatin (Lipitor), fluvastatin (Lescol), lovastatin (Mevacor) ve pravastatin (Pravachol) olabilir. Niasin Orta: Vitamin E ve birlikte alındığında, beta-karoten, vitamin C ve selenyum bazı yararlı etkileri azaltabilir. Niacin iyi kolesterolü artırabilirken , bunların birlikte alınması bu etkiyi azaltabilir. Varfarin (Coumadin) Orta: Varfarin (Coumadin), kan pıhtılaşmasını yavaşlatmak için kullanılırken vitamin E alımı da kan pıhtılaşmasını yavaşlatır. Vitamin E'nin varfarin (Coumadin) ile birlikte alımı, morarma ve kanama riskini artırabilir. Kan değerlerinizin düzenli olarak kontrol edilmesi gerektiğini unutmayın; varfarin (Coumadin) dozunun değiştirilmesi gerekebilir.